Coğrafya Kader midir? Serenay Sarıkaya Burada Doğmasaydı Hollywood’da Hangi Ünlünün Yerine Geçerdi?

Ama Serenay yalnızca hoşluğuyla değil, güçlü oyunculuğu ve cesaretli seçimleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Mesleğinin birinci adımlarını 2006 yılında modellikle atan Serenay Sarıkaya şimdilerde ekranların favori isimlerinden biri!

Ekranlarda uzunluk göstermesiyle birlikte oyuculuk yeteneklerini herkeslere kanıtlayan Sarıkaya süratle yükselen mesleğinde, ‘Şahmaran’ gibi projelerle yeteneğini daha da pekiştirdi. Dijitalde Kimler Geldi Kimler Geçti ile hafızalarda kalan isim son olarak ana akımdaki Aile dizisindeki rolüyle beğeni topladı.

Tolgahan Sayışman’la başlayan çalkantılı aşk hayatına akabinde Cem Yılmaz ve Kerem Bürsin üzere sansasyon yaratan isimlere süsleyen Sarıkaya son vakitlerde Mert Demir’le yaşadığı bağlantıyla isminden bahsettiriyor.

Şimdi sizlerle birlikte kendisinin Türkiye’deki mesleğini bir kenara bırakalım…

Serenay Sarıkaya Türkiye’de değil Amerika’da doğmuş olsaydı, mesleğini de Hollywood’da inşaa etmiş olsaydı kendisini nasıl bir hayat beklerdi? Pekala kendisi Hollywood’da hangi ünlünün yerine geçerdi?

Eğer o, Hollywood’un kalbine adım atmış olsaydı, şu an tahminen de Margot Robbie‘nin tahtını zorlayan bir yıldız olabilirdi! Pekala yapay zeka Serenay Sarıkaya’ya Margot Robbie olarak bir hayat çizseydi nasıl senaryolar gerçekleşirdi? Gelin yapay zekanın yazdığı olay örgülerine birlikte bakalım!

Eğer Serenay Sarıkaya, Margot Robbie üzere Hollywood’a girmiş olsaydı, büyük ihtimalle Chris Hemsworth gibi ünlü isimlerle aşk dedikodularına karışırdı. Hatta, bir gece Los Angeles’taki şık bir restoranda Chris Hemsworth’le birlikte yemek yerken, ikilinin objektiflere yakalandığını hayal edebiliriz. Hemsworth, Thor rolüyle dikkatleri üzerine çekmiş güzel oyunculardan biri olarak Serenay ile olan bağı, magazin gündeminde muhtemelen uzun mühlet konuşulurdu.

Sarıkaya’nın her iki ünlü aktörle de ismi anılırdı, Los Angeles’ta düzenlenen her gala gecesinde ‘Acaba kim Serenay’ın yeni sevgilisi?’ diye sorular sorulurdu. Muhakkak bu aşk dedikoduları Hollywood’un en çok konuşulan konusu olurdu.

Tabii, Hollywood’daki herkesin peşinden koştuğu bir yıldız, bazen tartışmaların da merkezine oturdu. Şayet Serenay, Margot Robbie üzere bir meslek yapmış olsaydı, büyük ihtimalle setlerde de bir ekip gerginliklere sebep olurdu. Mesela, Zach Snyder gibi ünlü bir direktörle olan set çekimleri sırasında, Serenay’ın kendi görüşlerini savunarak gece geç saatlere kadar süren çekimlere karşı çıkması beklenen olurdu. Bu durum, toplumsal medyada süratle yayılır, ve bir anda Hollywood’un en tartışılan mevzularından biri haline gelirdi.

Belki de bu gerginlik, Serenay’ı Quentin Tarantino gibi efsane bir direktörün radarına sokar ve ona Hollywood’un tepe yapacak yeni projelerinden birinde rol verme bahtı doğardı. Kim bilir, tahminen de bu tartışma, Serenay’ı daha da parlatacak bir dönüm noktası olurdu!

Eğer Serenay Hollywood’daysa, rakiplerle olan çekişmeleri de kaçınılmaz olurdu! Düşünsenize, Emma Stone gibi büyük bir isimle tıpkı projelerde yer alsaydı ödül merasiminde ikili ortasında küçük bir tansiyon yaşanabilirdi. Bunu hayal ettiğimizde, bir ödül merasiminde Serenay’ın yanlışlıkla Emma Stone’un önüne geçtiğini düşünelim! Alışılmış ki toplumsal medya buna anında reaksiyon verir ve “Hollywood’da bayanlar ortasında arbede mı var?” dedikoduları süratle yayılırdı. Lakin sonunda, ikili barışır ve birbirlerine hürmet göstererek profesyonelliklerini ortaya koyarlardı, değil mi?

Eğer Serenay Sarıkaya, Margot Robbie üzere Hollywood’a adım atmış olsaydı, katiyetle parlayan bir yıldız olurdu. Hem aşk hayatı, hem mesleği, hem de magazin dünyasındaki sıradışı hareketleriyle Hollywood’da isminden sıkça bahsedilirdi.

Hem aşk hayatı, hem mesleği, hem de magazin dünyasındaki sıradışı hareketleriyle Hollywood’da isminden sıkça bahsedilirdi. Tahminen de en çok kazanan bayan oyunculardan biri olur, yeni projelere imza atar ve muvaffakiyetlerini kutlamak için galalarda uzunluk gösterirdi. Ve olağan ki tüm bunlar, bir yanda aşk dedikoduları ve skandallar, başka yanda muazzam bir meslekle birleşirdi.

Sarıkaya ‘The Gray Man’ gibi büyük bir aksiyon üretiminde yer alabilirdi. Ryan Gosling ve Chris Evans gibi isimlerle birebir takımda, Serenay bir cesur ajan olarak ekrana fırtına üzere düşebilirdi.

‘Wonder Woman 3’ de Serenay’ın başrol alabileceği bir diğer büyük imal olurdu. Şayet Serenay, Diana Prince’in rakibi olarak karşımıza çıksa, kesinlikle sinema dünyasında büyük ses getirirdi.

Son olarak, ‘Deadpool 3’ gibi eğlenceli bir üretimde Serenay’ı görmek de çok uzak bir ihtimal değil! Hem aksiyon hem de komedi içinde kaybolabilen bu sinemada, Deadpool’un eğlenceli havasına Serenay’ın esprili karakteri tam manasıyla ahenk sağlardı.

Eğer Serenay sahiden Margot Robbie’nin Türk versiyonu olsaydı, mutlaka Hollywood’un en dikkat cazip ve en çok konuşulan yıldızlarından biri olurdu! Ama olağan ki bu, yapay zekanın düşünceleri! Her şey hayal gücümüzün bir eseri… Şu an için her şey hayal, lakin hayal etmekte sakınca yok!