Hepsi, 2000’li yılların başında müzik dünyasına damgasını vuran efsane bir kız kümesi olarak devrin gençlerinin en büyük fenomenlerinden biriydi. Kümenin dağılmasından sonra üyeler farklı meslek yollarına yöneldi, lakin o unutulmaz devrin tesiri hala hafızalarımızda. Pekala, Hepsi dağılmasaydı, artık nerede olurlardı?
Kendilerini ne kadar geliştirebilirlerdi? İsimlerini dünyaya duyurmayı başarabilirler miydi? Gelin, bu sorulara birlikte göz atalım ve ayrıntılara inelim!
Bugüne kadar en efsane kız kümeleri ortasında pek çok farklı tıpta müzik yapan ve dünyayı etkileyen kümeler bulunuyor, bu isimlerin müzikleri kuşaklar değişse de ilgi görmeye devam ediyor.
Her biri, müzikle ve sahne performanslarıyla kendi devrinin ve kültürünün ikonik isimleri haline gelen kız kümeleri performansları ve sahne kostümleriyle dikkat çekmeyi başarmıştı. Magazin açısından baktığımızda, bu kümelerin öyküleri, yalnızca müzikleriyle değil, birebir vakitte tarzları, bağ dinamikleri, ayrılma süreçleri, toplumsal tesirleri ve vakit zaman yaşadıkları skandallarla da dikkat çekmişti.
Mesela yalnızca kendi ülkelerinde değil tüm dünyaya isimlerini duyurmayı başaran Spice Girls kümesi yıllardır akıllara tahminen de birinci gelen isimlerden biri olmayı sürdürüyor.
90’ların sonunda pop müziğin en büyük fenomenlerinden biri olan ve Geri Halliwell (Ginger), Melanie Brown (Scary), Melanie Chisholm (Sporty), Emma Bunton (Baby) ve Victoria Beckham (Posh)’dan oluşan kümesi ‘kız kümelerinin atası’ olarak adlandırsak çok da yanlış bir tespit yapmış sayılmayız.
Her biri farklı kişilikleri temsil eden küme dünyadaki birçok bayan sanatkarın ve kız kümelerinin önünü açmasının akabinde bizler de 2005 yılında Hepsi’yle tanışmıştık.
Hepsi, dört kişilik bir Pop – R&B kümesiydi ve üyeleri çocukluklarından beri birbirlerini tanıyorlardı. Eren Bakıcı, Cemre Kemer, Yasemin Yürük ve eski üye Gülçin Ergül, bu kümenin üyeleri ortasındaydılar. Her biri, kendi üslubuyla ve farklı kişilikleriyle dikkat çekiyordu. Cemre’nin annesi Şebnem Özberk ise kümenin menajerliğini üstlenmişti, yani kümenin ardındaki en büyük destekçilerinden biriydi!
Müzik sanayisine ve her yaştan bayana apayrı bir heyecan yaratarak 2000’li periyotlar çocukluğuna, ergenliğine denk gelen her bayanın eşsiz anılar biriktirmesine neden oldular.
Hepsi şimdilerde bile ezberden söylediğimiz müziklerle anmaya devam ettiğimiz bir küme.
O periyodun en çok konuşulan, müziklerini ezbere bildiğimiz efsanevi kız kümesi 2005 yılında, “Bir” isimli albümleriyle müzik dünyasına adım atmıştı.
Kızlar, o vakitler tanınan olan gençlik ruhunu, enerjik müzikleri ve sempatik halleriyle bizlere ziyadesiyle yansıtıyorlardı. Grup, başarılı isimlerin yapımlarıyla birlikte ‘Bir’ albümünü çıkararak müzik piyasasına damgasını vurmuş, ‘Olmaz Oğlan’ ve ‘Yalan’ üzere müzikleriyle anında gönüllerde taht kurmuştu.
Ama işte temel olay, onların yalnızca bir müzik kümesinden öte, birebir vakitte bir fenomen olmalarıydı!
Albümde bulunan ‘Olmaz Oğlan’, ‘Yalan’, ‘Her Şeye Rağmen’ ve ‘Üç Kalp’ kesimlerine görüntü klip çekilmesinden kısa bir müddet sonra küme üyelerinin kendilerine has renklerinden tutun da kliplerdeki danslara kadar her ayrıntı o devir resmen hit haline gelmişti.
Hepsi yalnızca müzikle kalmayıp, “Hepsi 1” ve “Hepsi 2” dizileri ile televizyon dünyasında da yerlerini aldılar.
Konserleri ve albümleri yok satan küme üyelerinin aklınıza gelebilecek heryerde isimlerini görmeye başlamamızın akabinde kendileri ekranlara da yerleşmişti. Her yaştan izleyiciyi ekran başına kitleyen isimler şöhret basamaklarını koşar adım çıkarken eserleri de stok kovalattırıyordu.
Fakat Gülçin Ergül’ün kümeden ayrılması hem popülaritelerini hem de hayranlarını derinden sarsmıştı.
Hepsi kümesinin en dikkat çeken üyelerinden biri olan Gülçin Ergül, mesleğindeki en büyük değişimi kümenin dağılmasından sonra yaşadı. Kümenin ayrılığından sonra, hayatında adeta bir dönüm noktasına gelen Gülçin sesiyle sevenlerini büyülemeye devam etti, lakin arkasında bıraktığı küme üyeleri ve fanlar tam olarak neye uğradığını şaşırdı!
Gülçin’in 2008 yılında ayrılma kararı almasının akabinde küme mesleklerine bir müddet Yasemin Yürük, Cemre Kemer ve Eren Bakıcı ile üç kişi olarak devam etmişti.
Gruptan ayrılmasının akabinde kullandığı ‘Her şeyin negatif ve müspet yanları var, küme olmanın da güç yanları vardı. Negatif tarafları beni yormaya başladı. Mutsuz olduğum için ayrılmak istedim. Televizyonda anlatılmayacak kadar karışık şeyler var. Bunu yapmak istemezdim, benim kararımdı kümeden ayrılmak. Daha uygun bir yere gitmiyordu benim için.’ tabirlerini kullanan Gülçin bazılarının de reaksiyonunu çekmişti.
Magazinin en beğenilen hususlarından biri olan Gülçin’in kümeden ayrılması mesleğine üç kişi olarak devam eden kızların da yorumlarını beraberinde getirmişti.
Hatta o periyot Cemre’nin ‘Adama sormazlar mı bu kadar kaygının vardı da neden en yakın 3 insan bilmiyordu? Arttan iş çevirdiğinden habersiz! Adama sormazlar mı eşitliği bozmak, solist olmak istemiş olabilir misin diye.’ cevabı çok konuşulmuş, tıpkı vakitte menajerliklerini yapan annesinin de olaylara karışmasıyla işler nahoş boyutlara gelmişti.
2009 yılında ise üç kişi devam eden küme mesleğini noktaladı. Vakit geçtikçe, Hepsi üyeleri de kendi yollarını bulmaya çalıştı ve herkes kendi kabuğuna çekilip olgunlaşmaya başladı!
11 yılın akabinde, küme üyeleri tekrar bir ortaya gelip, kırgınlıkları geride bırakarak barış imzalamış, en azından birbirlerine dayanak olduklarını lisana getirerek hayranlarının içine bir nebze de olsa su serpmişlerdi. Bu buluşma, geçmişin acılarını bir kenara bırakıp, yeni bir başlangıç yapmak ismine büyük bir adım oldu. Artık her biri, kendi önüne bakmak ve daha sakin bir özel hayat sürdürmek niyetindeydi.
Tabii ki işler pek de düşündüğümüz üzere gitmedi… 20. yılları ismine özel bir konser düzenlemek ve Hepsi hayranlarıyla yine bir ortaya gelmek isteyen küme üyeleri yine kaosla baş başa kalmıştı.
Bu sefer Yasemin ve Gülçin ortasında gerilen ipler birbirlerine yönelttikleri ithamlar, verdikleri röportajlar ve toplumsal medya paylaşımları ortalığı karıştırmış, Yasemin Yürük Gülçin’in konser fikrine sıcak bakmadığını sav etmişti.
Peki gelelim asıl sorumuza! Devirlerinin resmen fenomenleri haline gelen, her yaştan kıza örnek olan, Hepsi üyeleri bu kaosa sürüklenmese işler nasıl gelişirdi?
Grup dağılmasa müzik yapmaya devam etseler artık meslekleri nerede olurdu? Kendilerini ne kadar geliştirebilirlerdi? İsimlerini dünyaya duyurmayı başarabilirler miydi?
Eğer küme dağılmasaydı ve müzik yapmaya devam etselerdi, büyük ihtimalle daha olgunlaşmış bir ses ve şekille, tahminen de Hepsi’nin öbür bir versiyonunu yaratabilirlerdi.
Şarkılarına ve müziklerine daha derinlik katabilir, daha yaratıcı işlerle dinleyicilerini şaşırtabilirlerdi. Tahminen de popülerliklerini daha uzun mühlet devam ettirebilir, çeşitler ortası geçişler yaparak müzik dünyasında daha geniş bir yelpazeye hitap edebilirlerdi.
Eğer küme devam etseydi, bugüne kadar nitekim önemli bir müzik mesleği edinebilirlerdi.
Çeşitli müzik mükafatları, albüm satışları ve tahminen de uluslararası başarı bile yakalayabilirlerdi. Kendi solo projelerine devam etmek yerine, kümesi bir ortada tutarak yurt dışı piyasasına açılmaları, küresel bir fenomen olmalarını sağlayabilirdi. Şu anki küresel popülerliğe sahip kümeler üzere, tahminen de Hepsi adı dünya çapında tanınan bir isim olabilirdi.
Üyelerinden her biri de farklı yeteneklere sahipti; Gülçin, Cemre, Eren ve Yasemin üzere isimler, solo projelerinde de dikkat çeken işler yapabilir ve kendilerini bir defa daha gösterebilirdi.
Grup dağılmasaydı, bu yetenekler birleştirilip daha da büyüyebilirdi. Tahminen de, o devirdeki gençlerin favorisi olmanın ötesine geçip, yeni jenerasyonları etkileyecek şekilde kariyerlerini geliştirebilirlerdi. Her biri vokal ve performans manasında gelişip, uluslararası sahnelerde uzunluk gösterebilirlerdi.
Ama olağan ki müzik dünyası çok dinamik ve küme devam etseydi bile öteki zorluklar da çıkabilirdi.
Zamanla küme içindeki yaratıcı fikir ayrılıkları, farklı taraflara gitme isteği ya da şahsî omurlarındaki değişiklikler, bu yolda onların önünde mahzur oluşturabilirdi. Lakin kümesi ayakta tutarak bir ortada kalabilselerdi, başarılarına daha da yenilerini ekleyebilirlerdi.
Hepsi kümesi dağılmasaydı, şu an müzik dünyasında daha büyük bir isim olabilir, globalde tanınan bir fenomen haline gelebilirlerdi.
Ama tahminen de aynı başarıyı yakalamak, yalnızca küme müziğiyle değil, ferdî olarak da çok şey başarmalarını sağlayabilirdi. Hepsi’nin tekrar bir ortaya gelmesi şu an için pek mümkün görünmese de, geriye baktığımızda o devrin müzik ve cümbüş dünyasında bıraktıkları tesir hala hissediliyor. Kim bilir, tahminen de bir gün Hepsi adını tekrar bir formda duyarız, fakat şu an için o unutulmaz periyodun geri dönmesini beklemek hayal üzere kalıyor.
Bence potansiyelleri çok yüksekti, şayet yanlışsız adımlar atılmış olsaydı, dünyaya isimlerini duyurabilirlerdi.
Belki de bir gün, Hepsi’ye benzeri bir küme yine ortaya çıkar ve o unutulmaz devri yaşatır! Kız sevincimiz geri gelir, kim bilir? 🎶✨