Roman havası dendi mi akla birinci gelen müzikçilerden olan Kobra Murat’ın lisanlara destan konutu tam bir görsel şölen! Evrim Akın ile Mesken Gezmesi programının son konuğu Kobra Murat oldu. Ünlü müzikçinin konutuna girerken daha kapıdan adım atmadan altın renginin büyüsüne kapılıyorsunuz. Her yeri varaklarla, gold ayrıntılarla bezeli bu konak adeta bir Osmanlı sarayı üzere. “Gösteriş” sözünün karşılığı bu mesken olabilir.
Dev “Kobra” yazısı, altın kaplı kapılar, yılan figürleri, ve taşlı mobilyalar… İçeride adım attığınız her köşe başka bir sürpriz. Konağın her ayrıntısında Kobra Murat’ın zevki, dokunuşu ve ışıltılı dünyası hissediliyor.
Gelin bu baş döndüren konağı birlikte inceleyelim.
Altın neymiş, nasıl kullanılırmış; Kobra Murat’tan öğreneceğiz
Öyle bir mesken düşünün ki, daha dış cephesiyle bile “Ben buradayım!” diyor. Kapılar, pencereler, balkon demirlikleri… Hepsi lakin hepsi altın sarısı. Yalnızca renk değil, hakikaten varak ayrıntılarla donatılmış bir ihtişamdan bahsediyoruz.
Daha meskene girmeden kendinizi bir müze ya da saray kapısında sanabilirsiniz. Tam girişte sizi kocaman “KOBRA” yazısı karşılıyor. Altın çerçeve içinde parıl parıl asılmış.
Yetmemiş bir de kapının tam ortasında “Kobra Murat” tabelası var. O da altın rengi olağan. Çabucak yanında bir yılan figürü, ki bu da Murat’ın imzası üzere artık. Girer girmez anlıyorsunuz; bu konutun sade bir yanı yok.
Duvarlar sarı ve altın tonlarında desenlerle süslenmiş. Hani o klasik “göz yorar” tabirini bu mesken için rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Her ayrıntıda bir gösteriş, her köşede bir ihtişam var. Kobra Murat gold rengini seviyor demek büyük haksızlık olur. Siz seversiniz sevmezsiniz bizi ilgilendirmez lakin o, gold renge aşık! Doğal zevk sıkıntısı… Kobra Murat için bu renk yalnızca bir tercih değil, ömür usulü haline gelmiş. Konutun bir köşesini büsbütün ailesiyle olan fotoğraflarına ayırmış fakat orada da sadelik beklemeyin.
Çerçeveler altın, art planlar parlak… Gözü yoruyor lakin işte o da Murat’ın usulü.
Ve geldik salon kısmına…
Koltuk kadrosu siyah, üstü altın rengiyle süslü. Perdelere bakıyorsunuz, güya bir tiyatro sahnesinin fon perdesi üzere ağır, süslü ve alışılmış ki gold ayrıntılı. Mobilyalar? Her biri tek tek seçilmiş ve her kesiminde altın varaklar var.
Sehpasından televizyon ünitesine kadar ışıltı göz kamaştırıyor. Bu ayrıntılarla Kobra Murat şahsen ilgilenmiş. Her aksesuarı kendi seçmiş, kimi vakit kendi elleriyle süslemiş. Eşi Emine Hanım bu işlere pek karışmazmış. “Ev dekorasyonu tamamiyle Kobra Murat’a ait” desek, yeridir.
Ama bitmedi! Konağın başka odalarına geçtiğimizde mor rengin hakim olduğu diğer bir oda karşımıza çıkıyor.
Burası Kobra Murat’ın giyinme odasıymış. Lakin odanın içerisini tamamiyle göstermek istemedi. Ancak koltuklardan anlaşılan tekrar ‘Ben burdayım’ diye bağıran renkler mevcut.
5 katlı konut gez gez bitmez tabi. Geçelim öbür odaya…
Bu odada ise kırmızı ve gold’un buluştuğu diğer bir kısım var ki tam manasıyla Osmanlı sarayını andırıyor. Yemek masası, büfe, halı, avize… Hepsi gösterişli, hepsi ihtişamlı. Klima bile altın varaklı!
Bu meskende her ayrıntı “şatafat” sözünün hakkını veriyor.
Adım attığınız her yer altının gücünü yüzünüze çarpıyor. Sade, minimalist dekorasyonlardan hoşlanıyorsanız burası size fazla gelebilir. Fakat “gösterişin tabanına vurayım” diyorsanız burası tam sizlik.
Şunu da söylemeden geçmeyelim Kobra Murat’ın bu meskeninde adeta bir servet yatıyor.
Gördüğünüz üzere her köşesi itinayla tasarlanmış ve şaşaalı bir biçimde dekore edilmiş. Alışılmış bunun da büyük bir maliyeti var elbette. Pekala siz konutu nasıl buldunuz? Bu türlü bir meskende oturmak ister miydiniz? 🥲 Yorumlara bekliyoruz…